Dostların Bir Araya Geldiği YeR
SaYFaMıZa HoŞ GeLdiNiZ  
  Ana Sayfa
  ANKET
  HZ.UFTADE
  BAYANLAR İCİN NAMAZKILMA RESİMLİ ANLATIM
  GUNLUK HADİS VE DUA
  KUR-AN
  Hz.Mevlana
  MYNET DOSTLARIM YAZIN
  İBRAHİM BİN ETHEM HZ.Leri
  40HADİS
  SOHBET
  GELEN ZİYARETCİ

İSTİKLAL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.
O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;
O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım, çehreni ey nazlı hilal!
Kahraman ırkıma bir gül! Ne bu şiddet, bu celal?
Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helal...
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.
Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!
Kükremiş sel gibiyim, bendimi çiğner, aşarım.
Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garbın afakını sarmışsa çelik zırhlı duvar,
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imanı boğar,
'Medeniyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma, sakın.
Siper et gövdeni, dursun bu hayasızca akın.
Doğacaktır sana va'dettiği günler hakk'ın...
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri 'toprak!' diyerek geçme, tanı:
Düşün altında binlerce kefensiz yatanı.
Sen şehit oğlusun, incitme, yazıktır, atanı:
Verme, dünyaları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?
Şuheda fışkıracak toprağı sıksan, şuheda!
Canı, cananı, bütün varımı alsın da hüda,
Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.

Ruhumun senden, ilahi, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.

O zaman vecd ile bin secde eder -varsa- taşım,
Her cerihamdan, ilahi, boşanıp kanlı yaşım,
Fışkırır ruh-i mücerred gibi yerden na'şım;
O zaman yükselerek arşa değer belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!
Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.
Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:
Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;
Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal!

Mehmet Akif Ersoy

www.htmlmekani.tr.gg
İBRAHİM BİN ETHEM HZ.Leri


İbrahim bin Ethem hazretleri şehzâdeliği zamanında birgün odasına girince hizmetçisinin kendi yatağında yattığını görüp öfkelendi ve dövdürttü.

Hizmetçi dayağı yedikçe gülüyordu. Bunun sebebini sordu. Hizmetçi dedi ki:



- Yatağınızı temizlerken bir an yatağınıza yattığım için bu kadar dayak yiyorum. Siz ise yıllardır bu yatakta yatıyorsunuz. Acaba âhırette hâliniz nice olur diye düşündüm de onun için gülüyorum.

O anda İbrahim bin Ethem hazretleri, makâmını terkederek evliyâlardan oldu.



BİLDİĞİ İLE AMEL ETMEK

İbrahim bin Ethem hazretleri yolda bir taş gördü.

Üzerinde, “Çevir ve altını oku!” yazılıydı.

Çevirdi; üzerinde şöyle yazıyordu:

“Eğer öğrendiğinle amel etmiyorsan ne diye bilmediğini öğrenmek istiyorsun?”

Bu yazı kendine çok tesir etti. “Yâ Rabbî! Seni tanıyan hakkıyla tanıyamamıştır. Şimdi seni bilmeyen bir kimsenin hâli nasıl olur?” dedi ve çok ağladı



SEN KİMİN KULUSUN

Birgün kendisine şöyle sordular:



- Sen kimin kulusun?



Titredi, yere düştü ve kendinden geçip yerde çırpınmaya başladı.

Kendine geldi, kalktı ve bir âyet-i kerîme okudu.

“Niçin cevap vermedin?” dediklerinde buyurdu ki:

- Korktum. Eğer O’nun kuluyum desem, benden kulluk haklarını ister; değilim desem, bunu da hiç diyemem.

Allah dostlarından olan İbrahim Ethem -kuddise sırruh-Hazretleri taç ve tahtını terk etmeden evvel Belh hükümdarı ve yeryüzünün en zengin şahsiyeti idi. Otuz adet paşasıyla sarayına girip çıkardı, mizacı da hayli sert ve haşin idi.

Bir gece sarayında atlastan yapılmış yatak, yastık ve yorgan örtüleri arasında muhteşem yatağında uyuyordu.

Sarayın tavanından gelen bir gürültüyle birden tatlı uykusundan uyandı. Dinledi, tavandan tıkır tıkır sesler geliyordu.

Sanki damda biri vardı ve yürüyor gibiydi. Hiddetle kalktı yatağından ve seslendi!

- Hey, kim var orada?

Bir ses geldi ve;

- Ben varım! dedi.

- Sen de kimsin, benim sarayımın tavanında ne arıyorsun? diye sordu.

- Devemi kaybettim de onu arıyorum.

Garip birisiydi konuşan.

İbrahim Ethem -kuddise sırruh- Hazretlerinin kan beynine sıçradı, şiddetle bağırarak azarladı, tersledi o kişiyi.

- Sen deli misin, budala mısın, be adam? dedi.

Haydi defol oradan, sarayın tavanında deve mi aranır?

Yukarıdaki ses alaylı alaylı karşılık vererek;

- Ya siz hükümdar hazretleri, siz akıllı mısınız?

Söylesene bakayım bana, o atlas yataklarda Allah-u Teâlâ aranır mı hiç? Orada Allah-u Teâlâ bulunur mu?dedi.

İbrahim Ethem -kuddise sırruh-Hazretleri bundan büyük bir ders almıştı, işin hikmetini anlamıştı.

Ertesi gün ceylan avına gider. Bir ceylanı avlamak üzere peşine düşer. Fakat bir müddet koşturduktan sonra derinden bir ses, “Sen bu dünyaya av için mi geldin?” diye seslenir.

Pek önemsemez. Av peşinde koşmaya devam eder. Bu sefer ses daha yakından gelir, “Uyan uyan, uyandırılmadan evvel uyan, sen bu dünyaya av için mi geldin?” der. Biraz irkilir ama avın heyecanından devam eder, çünkü ceylana çok yaklaşmıştır.

Fakat titretircesine sesi şiddetli bir şekilde yine duyar; “Ey İbrahim uyan uyan, uyandırılmadan evvel uyan.

Sen bu dünyaya av için mi geldin?” Avın peşini bırakır, bütün debdebeli hayatını da bırakır, yolda gördüğü çobana da padişahlık kaftanını ve tacını giydirir, çeker gider. Saraya bir daha dönmez, sade bir hayat içinde ibadet ve taat ile meşgul olur.

Bir gün bir deniz kenarında otururken baş vezirlerinden birisi yanına gelir;

“Padişahim neredesiniz halk sizi arıyor, sizi bekliyor.” der. Israrla saraya dönmeye ikna etmeye çalışır. İbrahim Ethem -kuddise sırruh-Hazretleri baş vezirine dönerek;

“Ben hakikati buldum, beni rahat bırak.” der, vezir ısrar eder. “Hükümdarım sizin gibisini nerede bulacağız, siz hükmedin ne isterseniz yapacağız.” der.

Bunun üzerine yakasından bir iğne çıkarır ve denize atar, balığa o iğneyi alıp getirmesini söyler, balık birazdan ağzındaki iğneyi İbrahim Ethem -kuddise sırruh-Hazretlerine uzatır. Baş vezire dönerek; “Ben hükümdar iken böyle hükmedebilir miyim?” der.

Baş vezir onun Allah yoluna döndüğünü ve hakikati bulduğunu anlar, ondan duâ isteyerek müsade ister ve ayrılır. Allah-u Teâlâ, dostlarını böyle ayıklar ve kendine döndürmeyi murad ettiği kullarının kalbine nurunu akıtır.

Herkes yatarken, sen kalkacaksın, herkes uykudayken sen uyanık olacaksın, herkes gülerken, sen ağlayacaksın. Yaratanın rahmetiyle af ve mağfiretini dileyeceksin ki O Sultan da bizleri affetsin.

 
Bugün 4295 ziyaretçikişi burdaydı!
AZİZ MAHMUD HUDAİ  
 

Bu sayfayı nasıl buldunuz?
Cok GuzeL
BeyenMediM
Fena DeğiL
Biraz Daha Bilgi Eklemelisin

(Sonucu göster)


 
YERYUZU  
 


YerYuzu (KA)



Ağladığımı Kimaseye Söyleme Anne!



Ağladığımı kimseye söyleme anne

Onlar beni güçlü biliyor,

Onlar beni en zor günümde bile ayakta biliyor

Ben aslında gülerek geçirdiğim her günün akşamında

Evde ağlarken, Onlar benim içimin sızladığını,

Yüreğimin yandığını bilmiyor,

Ayrılık acısını ne kadar tattığımı, ...

Bilmiyor!

Ağladığımı kimseye söyleme anne!

Onlar beni 'kral' belliyor.

Onlar beni,

Kızdım mı Dünya'yı yakacak insan biliyor.

Ben aslında onun gözlerine bakmaya bile kıyamazken;

Onlar benim bir erkek uğruna üzülebileceğimi

Tahmin bile etmiyor!

Ağladığımı kimseye söyleme anne!

Onlar beni ağlamaz biliyor

Ben aslında odama kapanıp

Sitem duygusuyla bir köşeye sinerken

Onlar beni hiç birşeyin sarsacağını

Akıllarının ucundan bile geçirmiyor!

Ağladığımı kimseye söyleme anne!

Onlar bunu hiç bilmiyor.

Onlar için ben,

en sağlam köprülerden daha sıkı bağlıyımdır hayata

Ben aslında,

Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide

Bir o yana, bir bu yana giderken

Onlar hala benim için hayatın

Hayal kırıklığından başka birşey olmadığını

Akıllarına bir türlü yerleştiremiyor!!




Rüya Beril Çalış
 
AZİZ MAHMUD HUDAİ  
 


Sadr-ı cemî' mürselîn

Sensin Yâ Rasûlallâh

Bedr-i eflâk-i yakîn

Sensin Yâ Rasûlallâh

Nûrun sirâc-ı vehhâc

Alemler sana muhtâc

Sâhib-i tâc u mi'râc

Sensin Yâ Rasûlallâh

Ayîne-i Rahmânî

Nûr-i pâk-i sübhânî

Sırr-ı seb-a'l-meânî

Sensin Yâ Rasûlallâh

Şâhidin leyl-i isrâ

Sübhânellezî esrâ

Câmi-i cümle esmâ

Sensin Yâ Rasûlallâh

Ey menba-ı lutf u cûd

Yerin makâm-ı mahmûd

Yaradılmışdan maksûd

Sensin Yâ Rasûlallâh

Canlar içinde cânân

Ma'den-i ilm u irfân

Ceddim ü pîrim sultân

Sensin Yâ Rasûlallâh

Açan râh-ı tevhîdi

Bulan sırr-ı tefrîdi

Hüdâyî'nin ümmîdi

Sensin Yâ Rasûlallâh

Açıver lutfedip doğru yolunu












Allâh'ım Allâh'ım güzel Allâh'ım

Sensin esirgeyen âşık kulunu

Allâh'ım Allâh'ım güzel Allâh'ım

Nice bir dünyâdan usanmayalım

Nice bir gafletten uyanmayalım

İr-gör sana hasretle yanmayalım

Allâh'ım Allâh'ım güzel Allâh'ım

Ger bizde yoğ-ise sana liyâkat

Fazlınla ey Mevlâ'm eyle inâyet

Hüdâyî kulunda kalmadı tâkat

Allâh'ım Allâh'ım güzel Allâh'ım
 
AZİZ MAHMUD HUDAİ  
 
Aziz Mahmud Hudai Hz leri



Hakk'ı koyup bâtıla meyl ü muhabbet neden?

Tâbi-i şeytân olup fitne vü şirret neden?

Râh-ı salâha gidüp sulh u sülûk ehli ol

Nefse uyup herkese hiddet ü şiddet neden?

Bir kapunun kulları bir erin oğulları

Birbirini şer sanup buğz u adâvet neden?

Kanı cihânın kişi malını cem' eylese

Bir gün olur kor gider buhlile haset neden?

Devlet-i dünyâ-yı dûn bir kuru sivâ iken

Kaniye mağrûr olup ziynet ü şöhret neden?

Mülk-i Süleymân-ile taht-ı Skender kanı?

Bildin ise bunları fânîye rağbet neden?

Aç gözünü imdi gel nûr-i basîretle bak

Meslek-i hayrı koyup şerre azîmet neden?

Sünnet-i Fahr-ı rusül oldu çü hayr-ı sübül

Mesleki tahvîl edip âdet ü bid'at neden?

Aklını der başına dinle Hüdâyî'yi gel

Hakk sözü gûş ede-gör böyle sefâhat neden?





Erenler zehir getirin, balınan öldürmen beni

Bağrıma diken batırın, gül ilen öldürmen beni

Hiçlik aleminde mestim, varlık sevdasını kestim

Yokluk benim eski dostum, malınan öldürmen beni

Yar diyerek yana yana, can teslim ettim canana

En yakınım kıysın bana, el ilen öldürmen beni

Bir aşktır düştü özüme, yanarım kendi közüme

Leyla görünüp gözüme, çölünen öldürmen beni

Duygular dönüştü söze, yanık seda işler öze

Dertli dertli vurup saza, tel ilen öldürmen beni

Hüdai`yim daldım gama, saldı beni demden deme

Asın, kesin, yüzüN ama, dil ilen öldürmen beni
 
DİNLEMEK İÇİN SECNİNİZ